2 Ekim 2010 Cumartesi

Eylül hüzünleri ve düşler / Erol Özkan / MÜNİH

Münih’te eylül günlerinin hüzünlü yüzü en çok yağmurların şiirselleştirdiği ıslak parklarda ve caddelerde yaşanıyor bu günlerde…İnce ince yağmur çiseleyen eylül cumartesilerinde sokakları arşınlayıp bulvarlarda yürümek ve önünüzden geçen 19 numaralı tramvaya atlayıp şehri turlamak aslında bu kentin ruhunu keşfetmek açısından çok keyiflidir…Kim ne derse desin alman kentleri içinde Münih gibi sanat ve kültürle yoğrulmuş,her köşesinde çarpıcı estetikler yaratılmış çok az şehir vardır.Bu gerçeği uzun yıllar buralarda yaşayanlar iyi bilirler…Giderek büyüyen ve değişen ancak çirkinleşmeyen bu şehirde şu sıralar çok yoğun bir inşaatlaşma var.Yeni yol ağları ve bisiklet yolları yapılırken eskiyen metro istasyonları da bir bir onarılıp boyanıyor.

850 yıllık Münih’te tarihsel yapılar biraz da romantik yönleri ortaya çıkarılarak ve yeni eklemeler yapılarak ve hatta bilerek eskitilerek (!) restoratörlerin becerikli ellerinden geçiriliyor.Pek çok ünlü klisede onarımlar tamamlanmak üzere.Bu arada en göze çarpmaz sanılan bir köşedeki kararmış bir heykel ya da bir çeşme bile elden geçirilip güzelleştiriliyor.Karlı kış günleri geldiğinde ise tahta perdelerle örülecek bunlar.Haftalardır yağmur altında yaşayan kentte eylül ile birlikte serinlikler de başladı.Vakit buldukça içimde tortulanan hüzünleri dağıtmak yalnızlıkları unutmak için elimde şemsiye ile “Bakalım kentin başka köşelerinde biz yokken neler olmuş ? “ meraklanmasıyla yine ünlü caddelerde dolaşmaktan kendimi alamadım.Leopold Caddesi’nden geçen her turistin hayranlıkla seyrettiği Amerikalı heykeltıraş Jonathan Borofskys ‘in yaptığı beyaz plastikten “yürüyen adam” heykeli 519 metrelik yüksekliği bir tarafa yağmur altındaki görünümüyle etkileyici dev bir yapıttır.Onun da ayak parmakları arasındaki çirkin grafitler ve yazılar da geçenlerde temizlendi.Kentte her köşe elden geçiriliyor kısacası.

İki katlı sarı turist otobüslerinin vızır vızır işlediği bugünlerde ve özellikle önümüzdeki haftalarda Münih turistten geçilmez olur.Ünlü Oktober Fest bira bayramı boyunca kentin adeta görücüye çıkacağını hesaplayan idareciler ve kültür dairesi yetkilileri,benim volta atmadan edemediğim Sendlinger Caddesi’nin ara sokaklarındaki kararmış yontuları bile temizlediler.İşte Münih’in anıtlarına gözü gibi bakan belediyenin bu çabasına karşın aklıma ister istemez bizim “Allainoi” nin başına gelenler gelip takılıyor!Şu günlerde tekrar gündeme gelen Bergama’nın dibindeki Allainoi gibi bir antik sağlık merkezini (1. derecede arkeolojik sit alanını) göz göre göre toprakla doldurup,çamura gömmeye uğraşan duyarsızlığımıza vr cahilliğimize hayretle üzülüyorum.

Çıldırmamak elde değil!Münih’te sokak içindeki bir çeşmeyi bile koruyan,güzelleştiren ve tanıtan koruma bilincinin yanı sıra biz de ise koca bir antik çağın şifa merkezini bir baraj uğruna dünyanın gözü önünde çamura gömmeyi marifet sananlara söylenecek söz bulamıyorum.Ancak Europa Nostra üyelerinin başbakana yazdığı açık mektubun yanı sıra çevreci örgütlerin protestoları bakalım ses getirecek mi bilmiyoruz.Günlerdir internetten gördüklerim karşısında yüreğim burkuluyor,içim acıyor bu olup bitenlere…Yağmur altında dolaşırken ıslanıp sığındığım bir İtalyan kahvesinde geçip gitmiş yaz günlerinin hüzünleri aklıma geliyor…Cunda’daki o aşırı kalabalıklarla birlikte devlet hastaneleri kapısında biriken insanımızın çaresizliği gözümün önünden gitmiyor…Nerede olursanız olun ülkede yaşa-
nan hayal kırıklıkları ve “kırılmalar” ile kimlik krizlerinin acısını uzaklarda olsanız bile duyarsınız.Hiçbir şey eskisi gibi değil ve olmayacak diyenlere de hak vermemek elde değil.Herşeyin değişime uğradığı çılgın bir dünyadayız artık.Bizler de fark etmeden değişiyor ve değiştiriliyoruz belki de artık kim bilir ! 1989’dan beri aralıksız yaşadığım Münih’te bile bir değişim yaşanıyor.Metro durakları çoğaltılıp yeni bisiklet yolları yapılıyor…Ve haftalardır dinmeyen yağmurlar ise herkesi efkarlandırıp hüzünlendiriyor.Zaten eylüller bildim bileli hüzünleri yaşamaktır.Ne dersiniz ?

İyi pazarlar.

KAYNAK:5 Eylül 2010,Cumhuriyet (Pazar Yazıları)