5 Şubat 2010 Cuma

Belgesiz yazmadı / Güldal Mumcu

Uğur Mumcu,İpekçi cinayetinin yaklaşık beş bin sayfayı bulan dava dosyasının silik kopyalarını gözünün bir numara artması pahasına defalarca okuyarak cinayetin işlendiği olay yerinde Ağca’nın yalnız olmadığını,İpekçi’ye çapraz ateş edildiğinin bilgisini elde etmiş ve bu bulguları kamuoyu ile paylaşmıştır.Belgelere dayalı yazdığı yazılar sonucu,İpekçi cinayetinin ikinci davası açılmıştır.Bu konuyla ilgili Ağca dosyası ve Papa Mafya Ağca adıyla iki araştırma kitabı yayımlamıştı.Papa Mafya Ağca kitabında,Ağca’nın olay yerinde Oral Çelik’le beraber bulunduğunu,cinayeti Oral Çelik ve Mehmet Şener’in birlikte planladığını,Ağca’nın bu ikilinin emrinde görev yapan bir militan olduğunu yazmıştır.

Tüm bu çalışmaları yaparken üzerinde araştırma yaptığı birçok konuda olduğu gibi,İpekçi cinayetini sıkça gündeme getirince,”başka konu yok mu” diye eleştirilerle karşılaşmıştı.

Oysa “fikri takip”in gazeteciliğin önemli yöntemi olduğunu biliyordu:

“Eskilerin ‘fikri takip’ dedikleri olayları izleme yöntemi vardır.Bir olayı yazdınız,sonra ne oldu ? Olay nasıl sonuçlandı ? Olaya kimler,ne ölçüde karıştı ?

Bu soruları sormaya ve ipuçlarını bu soruları sorup ele geçirmeye başladınız mı,olaylar yavaş yavaş aydınlanır.Olay aydınlanınca da birçok kişi tedirgin olur.


Bu konuları köşenizde sık sık yazarsanız okuyucu sıkılır.Ve haklı olarak ‘Başka konu yok mu ? ‘ diye söylenir.Köşe yazarı bu durumda peşine düştüğü olayı bir yana bırakacak mıdır ? Hayır bırakmayacaktır” (Cumhuriyet,20 Kasım 1985)

KAYNAK:24 Ocak 2010,Cumhuriyet “Güldal Mumcu,Uğur Mumcu’yu Anlatıyor” başlıklı dizi yazısı”

Mumcu gazeteciliği / Güldal Mumcu

12 Mart döneminde bizzat kendisinin de yaşadığı gözaltına alınma,tutuklanma,sakıncalı askerlik gibi baskıcı uygulamalar Mumcu gazeteciliğinde var olan sorgulayıcılığı,araştırıcılığı kamçılamış ve ince eleştirel zekasını da beceriyle kullanmasına yol açmıştır.Zaman zaman çok sert ve ödünsüz yazılar,kimi kez alayla karışık kara mizaha dönüşüverir.Ancak her tür yazı biçeminin amacı tekdir.:İvedilikle demokratik yönetime ve basın özgürlüğüne kavuşmak.Uğur Mumcu şöyle der:”Basın özgürlüğü,demokrasinin temel ilkelerinden biridir.Kamuoyunu oluşturan ve ifade eden basın,tarihin her devrinde tartışma konusu olmuştur.Basın özgürlüğünün kısıtlandığı dönemlerde demokratik gelişim durmuş,totaliter eğilimler güçlenmiştir.Basın özgürlüğünün gelişimi ile demokratik iletişimin yerleşmesi arasında zorunlu bir bağ vardır.” (Cumhuriyet,16 Mart 1980)

1970’li yılların ortasından başlayarak giderek yoğunlaşan kanlı ortam,Uğur Mumcu gazetecilinin işlevselci,araştırmacı yanının güçlenmesine yol açar.1 Mayıs gibi,Kahramanmaraş gibi katliam boyutuna ulaşan olaylar,silah ve uyuşturucu kaçakçılığı,Abdi İpekçi gibi toplumu sarsan olaylar da bu cinayetlerin derinlemesine araştırılmasını gerektirir.Mumcu gazeteciliği o dönemi şöyle sorgular:
“Bir yanda binlerce silah ve milyonlarca mermi,öte yanda ‘sıkıyönetim silah kaçakçılığı davalarına bakamaz’ diyen yüksek yargı karakları…Bir yanda sosyete cinayetlerinde konuşturulan hünerli gazetecilik,öte yanda silah kaçakçılığı karşısında susan ,ağzını açmayan basın ahlakı…”

(Cumhuriyet,4 Temmuz 1980)

KAYNAK:24 Ocak 2010,Cumhuriyet “Güldal Mumcu,Uğur Mumcu’yu Anlatıyor” başlıklı dizi yazısı”