14 Nisan 2013 Pazar

ŞEYTAN HAŞLAMASI / canan karatoğma



şeytan diyor ki
çek o vicdanının kulağını
kessin mız mız çocuklar gibi zırlamayı
kese kağıdı gibi vefa doldurduğun yüreğini
buruşturup at balkondan aşağı
özlemek dediğin bal küpünde ekşiyen sirke
bırak üzüm üstünde vızıldasın arılar..

şeytan diyor ki

ters düz et bütün yokuşları
çıkışa edilen dualar iniş niyetine yapılsın
av dediğin önce avcısına tuzaktır
bırak dibe çırpsın kanatlarını kuşlar
eteğinde çoğalan ateş taşlarıyla
sapanını seni duymayan tanrıya yönelt

şeytan diyor ki

savur denizin tuzunu
üfür zehrini yatağında kurusun nehirler
suyu yak
maviyi yık
ille de susadıysan
işte aşk dediğin benim sunduğum şerbet
kana kana iç
doya doya iç
sonra da sil ağzının kenarını unut gitsin… !

şeytan diyor ki
…………………….

de be şeytan, istediğini de
inan ki dinlemem seni
korkarım aşk bahçelerinde
atlas çiçeklerini sulayan meleklerin hatrı kalmasından
hadi git şeytan
kırık bacağınla sen kendi azabında haşlan..!


canan karatoğma

HARBE GİDEN KELİME'YE SİTEM / Haydar ERGÜLEN

Kelimeler nereye gidiyorsunuz böyle,savaşa mı
ölümün kum gibi kaynadığı çöl mü çağırıyor sizi,
oysa yenik çıkmıştınız her savaştan,hayli yorgundunuz
dinlenecektiniz biraz,birkaç şiirde keyfini çıkaracaktınız
kelime olmanın,dilden dile dolaşmanın,mırıldanmanın...
Vakit dünyanın sonbaharıydı,sevdiklerimizin de sonbaharı
olacakmış meğer hayat,hiç bilmeden,hiç istemeden
birlikte bir kışımız daha olur mu diye telaşlı yüreğimize,
yavaş biraz,beni öldüreceksin,yavaş  diyecektik,acıdığını
söylemeyecektik elbet,nereye gidiyorsun ya hu diyemeden giden
Mehmet Koyunoğlu'na,pek erkencisin arkadaş demeyecektik,
gençliğimiz gibi gidene,hani şiir gibi şarkılar yakan
Fikret Kızılok'a,'Bu kalp seni unutur mu' demeyecektik,
biliriz unutmaz dünyanın bu son / baharına,sondan
sonraki kışına ne kalırsa kalbimizden,
kalırsa yani kalbimiz,unutmaz!

Kelimeler nereye gidiyorsunuz böyle,savaşa mı,maviydiniz,
kırmızıydınız,beyazdınız,mordunuz,yeşildiniz,şimdi
kahverengiler,griler,siyahlar,hakiler içinde hiç bilmediğiniz
dillere gidiyorsunuz,çekirge sürüsünden harf ordusu
karınca katarından şiir alayı,cümle mangası,hiç düşmediğiniz
çöllere gidiyorsunuz,'harbe giden mektepli' gibi,üstelik sizi
arkadaşı gibi,treni gibi,kedisi gibi seven çocukların gözü önünde,
yaşarlarsa eğer bir daha hiç mırıldanmayacaklar sizi belki
aşık olurlarsa yazmayacaklar sevdiklerine bir harfinizi
sizden bir mektup beklemeyecekler,Tanrı'ya sizinle
dua etmeyecekler,gözyaşı dökmeyecekler yağmur gibi kelimelerle,
bir harfin bile gölgesine kıvrılıp,uyumayacaklar ikindiyi...

Çünkü önce siz yazıldınız savaşa silahlardan önce
askerlerden önce kelimeleri gönderiyorlar artık,düşman'ın
üstüne
ve ne tuhaf güle oynaya,yaza sızıla
savaşa gidiyor kelimeler de!

Kelimeler,kardeşlerim,savaşta işiniz ne,büyük küçük
demeden birer birer kırılacak harfleriniz de
sizi başka savaşlar bekliyor bilmiyor musunuz,aşk
bekliyor işte,savaşların en güzeli,evler bekliyor
'savaşların çetini',oyunlar bekliyor bahçeler gibi
kağıtlar bekliyor ki kimse kimseyi beklememiştir öyle
yollar bekliyor,gözler bekliyor,narlar,incirler,üzümler
zeytinler bekliyor sizi,kelimeler kardeşlerim,nereye
terk edip şiirleri,eylülleri,kederleri,yağacak
karları belki gelecek belki de geçmiş sonbaharları

Bari tüfek çatmamış bir kelime bırakın da geriye
onunla sitem edeyim harbe giden kardeşlerine!

KAYNAK:Üzgün Kediler Gazeli / Haydar ERGÜLEN / Merkez Kitaplar