27 Ağustos 2011 Cumartesi

Şehirde 'Yeis' var! / Haydar ERGÜLEN

Neredeyse umumi arzu üzerine "Şehirde sansar var!" adlı bir şiir kitabı yayımlamıştı.

Herkesin bir adı vardı başkası olarak,en yaygını,en gezgini Seyhan'ın adıydı:
Sansar.Tam bir sokak çocuğu edasıyla dalmıştı şiire."Üç çiçek" dergisini çıkarırken getirdiği "Eflatuni Aşk Şiirleri"yle çarpılmıştım ilk.

Sonra Vural Bahadır Bayrıl,Osman Hakan A.Ali Günvar,Orhan Alkaya,ben ve Seyhan'la on yıl kadar süren "Şiir Atı" macerasının bir bakıma da öncüsü olmuştu.Öncü olan ön-ce mi gider ? "Şiir Atı" ,Ece Ayhan hayranlarından Hilmi Yavuz sevdalılarına beş benzemez şairi bünyesinde bulundurmak gibi bir şöhrete haizdi,İkinci Yeni'yle geleneği bağdaştırmak gibi bir çabayı da yürütüyordu.

Seyhan galiba aramızda,hem Ece'yi hem Hilmi hocayı eşit yakınlıkta seven,
hem İkinci Yeni'ye hem geleneğe eşit sevgi besleyen ve eşit etkilenen bir 'öncü' oldu.Şiiri ortada,şiir kitapları yayımlanıyor,açın bakın.

Dünya şiirine açıklığı,oradan da beslenmesi,eski Türk şiiri ve Türk dilleriy-
le uğraşması ve sonunda dilinin de köklerine gidip Bartıncayla şiir yazmaya varan bir cüret ve cesaret,ancak onun işi olabilirdi."Şiir Atı"nı iki sayı yeniden yayımladı,üçüncü ve kallavi sayıyı yayımlayamadı.

Son kitabı "Pentimento" yaşamının bir bölümü olarak da okunabilir.Bilhassa 12 Mart'ta öldürülen devrimcilere karşı özel
bir hassasiyeti vardı;Karadeniz yöresinde öldürülen devrimcilerin adlarını tek tek sayardı ve en çok Ömer Ayna'yı hatırlar,hatırlatırdı.

Çıkışından itibaren 'özgün'dü,
şiirin bir 'dilişi' ve 'diliçi'sorun olduğunu kavrayan nadir şairlerdendi.Dille
oynardı;bu,kelimelerle oynamak gibi bir reklamcı işinden çok,mesleğini 'dil' haline getirmiş bir insanın işiydi.
Ona artık şair mi denir,sansar mı denir,Seyhan mı denir,hiç önemi yok.O,eski
ve yeni Türkçelerin diliolmuş bir büyük şairdi.Küçük kardeşimdi.

KAYNAK:25 Ağustos,Cumhuriyet