16 Aralık 2009 Çarşamba

[PAZAR SÖYLEŞİLERİ] Erik Stinus’u yitirdik / Ataol Behramoğlu

Danimarkalı şair Erik Stinus’u 13 Kasım’da yitirdik.Ölüm haberini,yine Danimarkalı şair,Niels Hav’ın iletisiyle öğrendim.

1934 doğumlu Stinus demek ki 75 yaşında imiş.

Şairlerin yaşı var mıdır ?

Soruyu belki şöyle de sorabiliriz:Şairin yaşı acaba şiirinin yaşıyla eşdeğerde midir ?

Erik Stinus’un şiiri kaç yaşında idi;kaç yaşındadır ?...

Şiirleri arasında bir gezinti bize bu sorunun yanıtını verebilecektir.

Fakat önce Erik Stinus hakkında bilgilerimizi tazeleyelim.

Köy kökenli bir öğretmen çocuğu.

Babası ve annesi hem devrimci hem sanatçı kişilikler.

Çocukluğu böyle bir aile ve dost çevresinde geçmiş.

Yine çocukluğunda,Nazilerin Danimarka’yı işgalinde yaşanan acılara tanık olmuş.

Bu gözlem ve yaşantıların da etkisiyle sonraki yıllarda o da sol görüşleri benimsemiş.

Stinus 1951’de Berlin’de bir toplantıda,sahnede şiirlerini okuyan Nazım Hikmet’i dinlemiş.

Henüz ergenlik çağındaki şair sonraki yıllarda büyük Türk şairini Danca’ya çevireceğini,dahası,onun adına konulmuş uluslar arası ödülün 2009 Nisan’ında kendisine verileceğini o sırada bilemezdi.

Erik Stinus kişiliğiyle de şiiriyle de uluslar arası Nazım Hilmet ödülüyle onurlandırılmayı fazla-
sıyla hak etmiştir.

Dilimize çevrilmiş şiirleri üç kitapta toplandı.

İlki,”Şiirler” adını taşıyan seçki,Adil Erdem-Zerrin Taşpınar Şahin çevirisiyle 1989’da Toplum Kitabevi’nce yayımlanmış.Kitapta Adil Erdem’in şairle Kopenhag’daki evinde yaptığı bir söyleşi de yer alıyor.

Türkiye-Danimarka arasında bir kültür köprüsü oluşturan Murat Alpar’ın Stinus çevirileri “Yaşamı Diriltmek İçindir Şarkılarım” başlığıyla 1995’te Yordam Kitapları arasında yayımlanmış. (Özyaşamöyküsü bu kitapta.)

Üçüncü seçki “Kışın Bir Ağacın Binde Biri” başlığını taşıyor. (Kemal Özer-Gülşah Özer çevirisi,Toroslu Yayınları.)

Stinus’un Danca’ya kazandırdığı bir şairimizde Kemal Özer.

Nitekim,hastalığı nedeniyle katılamadığı ödül törenindeki konuşmalarından birini de Kemal Özer yapmıştı.

Şiiri anlayışları,dünya görüşleri benzeşen ve hemen hemen yaşıt (K.Özer d.1935) bu iki çok değerli şairin,yaşamdan aynı yıl içinde,neredeyse birbiri ardına ayrılmaları,acı ve çok ilginç bir benzerlik.

Konuşmasında Kemal Özer,Stinus’un şiirinde lirizm ve anlatımcı söylemin öne çıktığını belirtirken,bunun zeka ve bilgi süzgecinden geçirilmiş bir lirizm olduğunu;anlatımcı söylemin ise,yaşantılarla yetinmeyip bu yaşantıların bir ayrıntı zenginliği içinde yeniden kurgulanmasıyla oluşturulduğunu belirtiyordu.

Stinus gerçekten de,aynı zamanda hem duygu,hem akıl,hem ödev,hem bir serüven adamı…
Özyaşam öyküsünde kendi anlatımlarıyla liseyi bitirir bitirmez denize açılmış,Pakistan’ı,Hindistan’ı,Sri Lanka’yı,Birmanya’yı görmüş.Eşi,Hindistanlı şair Sara Mathai ile de 1957’de Hindistan’da tanışıp evLenmişler.Stinus çifti Tanzanya’da üç yıl “kalkınma gönüllüsü” olarak çalışmış.Bu sevgili insanlarla Kopenhag ve İstanbul’daki karşılaşmalarımız,Kopenhag’daki mütevazı sanatçı evlerine ziyaretim unutulmayacak anılarım arasındadır.

Yazıya şairin ve şiirin yaşı var mıdır sorusuyla başladım.

Stinus’un şiiri her şeyden önce insancadır.

Bunlar arasında “Kaptan” adını taşıyanı beni neredeyse bir “klostrofobi” duygusuyla daralttı:

“Söyleyebildiğimce açık / söylüyorum işte:hiçbir şey yok / görünürde.Gözlerim / bu dürbünün içinde / boncuklar gibi yuvarlanmakta. / Aya bile varmadık daha, / en yakın yıldızlarsa / Allah bilir ne uzakta…”

İnsanın evrendeki yalnızlığı ve insanlığımızın henüz en başlarında oluşumuz bundan daha açık nasıl anlatılabilir ?

Öyleyse bir önceki sorumu şöyle yanıtlayabilirim:

Yazgısını insanlığın yazgısıyla birleştiren şairin ve şiirin yaşı,insanlığın yaşına eşittir.

Erik Stinus bu tür şairlerdendi.

KAYNAK: 13 Aralık 2009,Cumhuriyet Pazar