16 Kasım 2009 Pazartesi

[ÇED KÖŞESİ] İstanbul’un Kitap Fuarı / Oktay Ekinci

TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın 2002’den bu yana “yanlış yer” de düzenlendiğini her yıl “inat”la yazdım.Kitabın fuarının da “başucu”nda olması gerektiğini,Beylikdüzü’nün ise kentin kültürel gövdesinde “ayakucu” bile sayılamayacağını,”ticari fuar”lara uygun “kent dışı”nın kitaba yakışmadığını her yıl yineledim;o “zorlu” yolculukları saatlerce göğüsleyebilen “kahramanlar”ı kutlarken en az bir günlerini dahi ayıramayanların “kitapsever” olamayacaklarını da…

Bu sene ise susacaktım…68’lilerin fuardaki “Küba” paneline yetişebilmek için trafikte çıldırmama rağmen,tek kelime etmedim…çünkü bir bakıma ülkemin en aydın insanları,böylesi bir eziyetin sadece kitaba değil,kendilerine de haksızlık olduğuna belli ki aldırmıyorlar.Bir yıl değil,beş yıl değil,tam “yedi yıl”dır,kitabın “kent yaşamı”ndan dışlanmasını umursamayanlara ne diyebilirdim ki ?...

Bu nedenle ”geleneksel serzeniş”imden artık vazgeçmişken,fuarın genel koordinatörü,dostu-muz Deniz Kavukçuoğlu’nun “Eleştirilere açığız ama öneri de gelmedi” sözünü okumayayım mı ?
(Cumhuriyet-10 Kasım 2009)

‘Okur’ öncelikliyse

Kavukçuoğlu,arkadaşımız Elif Bereketli’nin sorularını yanıtlamış…uluslar arası boyutun yetersizliği;kültürel etkinliklerde karmaşa vb. eleştirilere “haklı” açıklamalar yapmış…kaçıranlar mutlaka okumalılar.

Nitekim Frankfurt’daki gibi sadece “yayıncılık sektörü”nün değil,”okur”un da gözettiğini vurgulaması,insanı gururlandırıyor…ancak,tam da bu nedenle “uzak”lıktan yakınıldığını anımsatan Elif’in,”Yeniden kent merkezine dönme olasılığı var mı ?” sorusuna “Kesinlikle yok…” demesine üzülmemek elde değil.

Bu “kararlı”(!)lığın gerekçesinde bile fuarın “İstanbul kimliği”ni yitirdiğini onaylarcasına diyor ki:”Silivri-Bakırköy arasında 12 milyon kişi yaşıyor.Şikayetlerin geldiği bölgede (merkez semtler)
İse 1.2 milyon.Kime göre,neye göre uzağız ? Ayrıca bu bir İstanbul Fuarı değil,Türkiye fuarı”!...

Oysa Tüyap Kitap Fuarı tam 20 yıl Beyoğlu’nda herkesle kucaklaşarak ‘gelenekselleş’ti.Oradayken yine Kavukçuoğlu’nun “ticari açıdan olumsuz” bulduğu “mükerrer ziyaretçi”lerin fazlalığı,“kentle bütünleşme”sinden ötürüydü…kitap fuarında “buluşulur”du…çalışanlar ya da öğrenciler;öğle tatilinde ya da akşam oradaydılar,Beylikdüzü içinse o gün “izin” yapmak zorundalar. Kaldı ki hem Bakırköy-Silivri için “12 milyon” bilgisi yanlış hem de acaba ziyaretçilerin yüzde kaçı oradan ? Kavukçuoğlu da “Bunca mesafe kitap için katediliyor…” dediğine göre,asıl “müşteri”lerinin,üniversitelerinde en yoğun olduğu 50 km. ötedeki “merkez”lerden geldiğini biliyor.Kahramanlarına,”Bu eziyeti hep çekeceksiniz” demekse o hayran olduğum yazılarına pek yakışmıyor.

‘Yer’ var,’Niyet’ yok!

“Öneri yok” serzenişine gelince…Yine önceki tüm yazılarımda özellikle şunu vurguladım:TÜYAP,tarihsel “aydınlanma” görevini başarıyla yaptı,yapıyor…ulusca şükran borçluyuz.Ancak,”yer” için sonsuza dek TÜYAP’ın mülküne tutsaklık şart mıdır ?

Kitap fuarı,Kavukçuoğlu yönetiminin çalışkanlığı ve duyarlılığı sayesinde artık “kamunun”dur;Bu nedenle görev sırası da “kamuda”dır.Bu fuara “İstanbul’da” bir yer yaratılması,başta belediye,valiLik ve Kültür Bakanlığı olmak üzere,tüm “kamu sorumluları”nın öncelikli görevi değil midir ?

Ülkenin yayıncıları,yazarları,aydınları…bunu hep birlikte ve kamuoyu desteğini de alarak ısrarla talep ettiklerinde,kim “yer yok” diyebilir ki? Üstelik 7 yıl önceye göre “uygun” yerler de var ama galiba hala “niyet” yok.

“Neresi” derseniz,onu da söyleriz ve tartışırız…asıl bunu önemsersek kamunun yakasına yapışıp “TÜYAP görevini yaptı,şimdi sıra sizde” diyebilirsek,fuarında bulunacak o “başucu” mekanda yine “TÜYAP tarafından” sürdürülmesini savunursak…28 yıllık İstanbul Kitap Fuarı’nı”Türkiye Fuarı” gibi parlak ama “içtenliksiz” söylemlerle tarihe gömme vefasızlığını da yapmayız…
KAYNAK:15 Kasım 2009,Cumhuriyet