17 Haziran 2009 Çarşamba

Ecevit ve.."Ruhun Sunumu" / Ahmet Tan - I

Ecevit ve…
“ Ruhun Sunumu” / Ahmet Tan - I

Onatlı yaşındaki Bülent Ecevit,1941 yılında,okulunun yarıyıl tatilinde,Hint şair Rabindranath Tagore’un ünlü ilahileri “Gitanjali”yi mısra mısra Türkçe’ye dökerken,acaba 65 yıl sonra,tam da doğumgününe saat-ler kala yatacağı uzun uykusunun bir ruh sunumu olabileceğinin ve bu ruh sunumunun hastane önünde bekleşen gazeteci meslektaşlarına yapacağı yazılı açıklamasının kimi bölümlerini oluşturacağını aklına getirmiş olabilir miydi ?

“Gitanjali”,”Ruhun Sunuluşu” anlamına gelen bir sözcük.Ve işte Ecevit’in Türkçe’siyle Ecevit’in vedası:

“bu ayrılış gününde bana bol
şans dileyin arkadaşlarım
şafağın sökmesiyle gökyüzü
aydınlandı benim yolum
güzel bir manzara arz ediyor
beraberimde ne götüreceğimi
sormayın
seyahatime boş eller ve ümit
eden bir kalple çıkıyorum
düğün çelengimi takınacağım
benim elbisem seyyahın güvez
renkli elbisesinden değildir
ve yolda tehlikeler olmakla
beraber içimde hiçbir
korku yoktur
yolculuğun bittiği ve
hükümdarın bahçe kapısında
tan yerinin ağarma nameleri
yükseldiği zaman akşam
yıldızı doğacak “


“Gitanjali”…”Ruhun Sunumu”…Onu etkileyen,tam da bu ad,bu sıfat,bu edat,bu tümleç,bu zarf,bu yüklem olmuştu.Ruh,çok şeydi.Sunuluşu ise her şey…Rüzgarda kıpırdayan yapraktan,kanat çırpan kelebeğe,suda oynayan balıktan,nefes alıp veren milyarlarca canlıya herkesin bir ruhu vardı.Ve her ruh,günü,saati,dakikası,saniyesi geldiğinde ait olduğu makama sunulacaktı.

“Ruhun Sunuluşu”nun çevirmeni 16 yaşındaydı.Yaşının delişmenliğini dizginleyerek nefes nefese,mısra mısra,bir beste yapar gibi,güfte dizer gibi benimsediği “Gitanjali”yi kısa tatil süresinde tamamlayıp matbaaya yetiştirmişti.

İnkılap Kitabevi yöneticileri bu usta çevirmenin gepegenç biri olduğunu görüp çok şaşırmışlardı.

Ecevit ise,ilk harçlığını en sevdiği şey olan yazıp çizmek,dahası şiir sayesinde kazanmış olmaktan dolayı sevinçten uçuyordu.

Tagore gibi,Ecevit’te 80 yılı aşan ömrünün her gününü,her demini,hem gönül adamı olarak yaşamıştı,hem de dava adamı olarak…Belki de şiirle iç içe bir yaşam sürmesinden alıyordu,bu gücünü…Siyasette onu farklı kılan,üstün kılan,hatta seçkin kılan da bu iç içelikti.

1968’de Mülkiye Ortanın Solu Derneği’ndeki öğrencilik günlerinden başlayan kendisini yakından izleme ve ona yakın olma olanağını yasaklı dönemlerinde de sürdüren,90’ların başından bu yana da partisinde millitvekili,parti grup yöneticisi ve bakan olarak görev yapmış birinin Bülent Ecevit hakkında yazacakları
elbette onun kamuoyuna yansıyan kimliğinin,kişiliğinin biraz ötesine de ışık tutabilmeli.

Bunun için sohbetlerinde hep söylediği,yasaklı dönemlerinde veya fırsat buldukça yazıya döktüğü kendisiyle ilgili kişisel ve şiirsel gerçeklere de kulak vermekte yarar var.

Ecevit’in kendisiyle ilgili bir sırrı vardır.Kendi ağzından iletelim:

“Şiir yazmak,özellikle siyasete girdiğimden beri,benim için bir iletişim aracı,bir düşünce açıklama biçimi değil,bir düşünme yöntemidir! “

“İnsan” adlı şiiri en bilinen şiirlerindendir.1954 yılında yazmıştır.Acaba tam da 1954 yılında CHP’nin Çankaya ilçesine üye olarak kaydını yaptırması bir rastlantı mıdır ?

“elbette senden güzel olacaktı
çizdiğin resim
yaptığın heykel
senden büyük olacaktı
senden yakışıklı
elbette senden doğru
söyleyecekti yazdığın şiir”


Ecevit’in düşünce ve gönül dünyasında şiirle siyaset birbirinden hiç ayrılmadı.Ama siyasetle şiiri birbirine karıştırmamaya özen gösterdi.

“Topluma bir bildirim (mesajım) olacaksa bunun için şiirden yararlanmam.Yine de yazdığım şiirlerde bir bildiri bulunabilir.Ama çoğu kez ben de o bildiriyi şiirden öğrenirim veya çıkarmaya çalışırım.Topluma bir bildirimde bulunmak için şiir yazanları eleştirmem.Kimi ozanların topluma,insanlığa büyük katkıları olur o yoldan.Ama şiir illa bu,bunun için yazılmalı diyen olursa ona katılamam.Ben yapabildiğim kadarıyla toplumsal görevimi siyasal eylem yoluyla yapıyorum.Siyasal açıklamalarımla yapıyorum.Doğrudan yapıyorum.Şiir benim özel eylemim” (Şiirler,Bülent Ecevit,1976,Ankara,sayfa:5)

KAYNAK: Bütün Dünya 2000 Dergisi,Temmuz 2006